KONURALP PİRİNCİNİN TARLADAN SOFRAYA UZANAN YOLCULUĞU BAŞLADI!
Düzce’de, lezzeti dolayısıyla talep gören, Osmanlı’da saray mutfaklarını süsleyen Konuralp pirincinin ekimine başlandı.
Merkeze bağlı Konuralp beldesinde çiftçiler, şafak vakti sulak alanlara giderek, tenekelerdeki tohumları toprakla buluşturdu.
Böylece tarladan sofraya yaklaşık 4 ay süren pirincin üreticiler açısından meşakkatli yolculuğu, başlamış oldu.
Bölgede dededen toruna devam eden çeltik üretiminde pazar sıkıntısı yaşanmıyor. Mahsülün alıcıları ürün tarladan kaldırılmadan hazır şekilde bekliyor.
Pirinç üreticisi İsmet Aktepe, yaptığı açıklamada, çeltik üreticiliğinin zor olduğunu ve emek istediğini söyledi.
Çocukluğundan bu yana sulak arazide çeltik ekiciliği yaptığını dile getiren Aktepe, şunları kaydetti:
“120 gün süren ve büyük emekle üretilen mahsulümüzü toprakla buluşturduk. Biz Allah’ın ambarına tohumu attık, inşallah bereketli bir sezon geçer. Çeltik adeta yeni doğan bir bebek gibi ilgi bekliyor. Bizler de burada olmaktan mahsülle ilgilenmekten çok mutluyuz. Allah hastalık vermezse ürünümüzü 4 ay sonra harmana, daha sonrada satışa hazır hale getireceğiz.”
– “Bu pirinç bölgemiz açısından önemli mahsuldür”
Üretici Fatih Bayraktar da Konuralp pirincinin doğal kaynak sulardan beslendiği için farklı olduğunu belirtti.
Bölgede Osmanlı döneminde Konurlap Bey’in teşvikleriyle pirinç üretimine başlandığını anlatan Bayraktar, “Bu pirinç bölgemiz açısından önemli mahsüldür. Bu pirinci özellikle Osmanlı saray mutfaklarında tercih ederlermiş. Şimdilerde ise Türkiye’nin en önemli otel ve şirketleri mahsulü tarladan kalkmadan alıyor. Pirincimiz, Osmancık ve birçok bilinen pirincin yanında sanayileşmeden iç pazarda tüketilen ürünlerdendir.” ifadelerini kullandı.
Bayraktar, bölgenin suyu ve toprağının ürüne ayrı lezzet kattığını aktarırken, “Biz bu ürünü dedelerimizden beri aynı arazilerde üretiyoruz. Dedelerimiz de dedelerinden bu yana ayrı arazilerde pirinç üretti. Konuralp pirincinin çok zor bir üretim süreci olmasına rağmen suya girmeden rahat edemiyoruz. Suya gireceğiz ve 120 gün boyunca burada olacağız.” diye konuştu.