Eski Düzce Baro Başkanı Avukat Azade Ay , Cumhuriyet Halk Partisi Düzce Milletvekilliği aday adaylığını düzenlenen yoğun katılımlı ve coşkulu bir törenle açıkladı.

CHP Düzce il binasından düzenlenen ve çok yoğun ilgi gören adaylık açıklaması töreninde katılımcıları salon almadı.

Çok sayıda partilinin katılım sağladığı törende İl Başkanı Semih Cemşit yaptığı kısa hoş geldiniz konuşmasında aday tanıtım toplantısını Özgür Özel’in katılımıyla yapmayı planladıklarını, ancak Azade Ay’ın bir an önce sahaya inip çalışmalara başlama arzusu ile bugün yaptıklarını belirterek , heyecanıyla, birikimiyle ve yüreği millet sevgisiyle dolu aday adayımız diye nitelediği Azade Ay’ı konuşmasını yapmak kürsüye davet etti.

Alkışlar ve sloganlar eşliğinde kürsüye çıkan Azade Ay, Ülkenin temel taşları Adalet, Hukuk ve Demokrasinin yerle yeksan edildiğini, yoksulluk ve açlık diye bir kavram oluştuğunu , yargı sopasıyla her kesimin tehdit edildiğini ve sindirildiği , ekonomik çöküşün tavan yaptığı , giderek ülkenin her kaynağının tüketildiği karanlığın giderek koyulaştığı bir sürecin her geçen gün daha derinden yaşandığını vurguladığı “HEPİMİZ BİR YOL AYIRIMINDAYIZ” diyerek başladığı ve sık sık alkışlar ve sloganlarla kesildiği konuşmasında ülkede yaşanan sorunlara vurgu yaptı ve bu seçimlerde değişimin öncüsü olacağız dedi. 

Azade Ayın yaptığı açıklama şu şekilde; 

“Sayın İl başkanım ve partili arkadaşlarım,
Değerli basın mensupları,
Türkiye, tarihinin en önemli seçimlerinden birine doğru hızla ilerliyor. Genel seçimlere 3,5 ay gibi bir zaman kaldı. Hukuk, adalet, eşitlik, özgürlük gibi demokrasinin temel taşlarının yerle bir edildiği günleri yaşıyoruz, bu nedenle de canımız sıkkın.
Ülkenin derdi çok. Hepimiz yoksullukta ortaklaştık. Çocuk yoksulluğu diye bir kavram oluştu. Gıdaya erişim ciddi bir sorun. Önümüzde ki süreç de “beslenme yetersizliğinden kaynaklanan hastalıklar” karşımıza çıkacak. Çocuklarda gelişim ve büyüme sorunlarını konuşacağız.
AKP tam 21 yıldır uyguladığı politikalarla, kalıcı yoksulluğun oluştuğu, tarihimizdeki en büyük yolsuzlukların yapıldığı ve görülmemiş yasaklarla ülkenin saygınlığının yitirildiği bir dönemi yaşatıyor.
Hak, hukuk ve adaletin, eşitlik, özgürlük ve barışın olmadığı, bu nedenle yoksulluğun kalıcı hale getirildiği bir Türkiye oluşturuyor!

Günlük aldatmalarla ekonomiyi sürdürüyor!
Yargı sopasıyla halkı sindiriyor!
Polis zoruyla insanları korkutuyor, kin ve nefretle toplumu ayrıştırıyor!
Ahlaksızlık, etik dışı yönetim, uyuşturucu baronlarıyla ilişki, mafya ve çete bağlantılarıyla , Türkiye’yi 3’üncü dünya topluluğunun bir parçası yaptı. Yasaların askıya alındığı, kuralsızlığın hüküm sürdüğü, adalete inancın kalmadığı bir ülke ortaya çıktı.
Tarikatlar koalisyonuyla “Devlet içindeki devleti” kurdu.
Süreç çok sancılı ilerliyor. İktidar, iktidardan uzaklaşmamak için her türlü yolu denemeyi sürdürüyor ve “gözünü iyice karartmış” bir izlenim veriyor.

Değerli dostlar, değerli basın mensupları;
Ülkenin dertlerinin sorumluları belli. Sorunu yaratanların, sorunu çözemeyeceklerini biliyoruz. İktidarın yapabilecekleri ve yapamayacakları, niyeti ve vizyonu ortada. Bunların arasında ülkeyi ileriye, umutvar bir geleceğe taşıyabilecek hiçbir şey yok.
Önümüzdeki seçim bir referandum. Oy pusulasında partiler ve isimler olsa da aslında bir parti veya ismi seçmeyeceğiz; demokrasi ve otokrasi arasında bir seçim yapacağız.
AKP bugüne kadar ki tüm seçim kampanyalarını din, kutsal dava gibi temalar etrafında yürüttü.
Bugün seçimlere doğru giderken yapılması gereken şey; topluma güven vermek ve AKP iktidarının yıkılabileceğini göstermektir. Umut krizini aşmaktır. İyiliği ve cesareti örgütleyip toplumsallaştırmaktır.
Bu coğrafyanın gelişmiş bir demokrasiden başka seçeneği yoktur
Umudun cesarete ihtiyacı var. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında, bu kritik seçim kavşağında demokrasiye inancını ortaya koyacak, dirençli, fedakâr, cesur demokratlara ihtiyacı var.
*
Ben de, Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir neferi olarak bu amaçla yola çıktım ve 2023 seçimlerinde bu değişimin öncüsü olarak Milletvekili aday adayı oldum.
Demokrasinin, insan hak ve hürriyetlerinin, fikir ve ifade özgürlüğünün, din ve vicdan özgürlüğünün, basın özgürlüğünün, doğa haklarının, hayvan haklarının, işçi haklarının, kadın ve çocuk haklarının, hak alanlarının evrensel, kabul görmüş içtihatları ışığında tüm yurttaşlarımız için ortak bir gelecek kurmak için adayım.
AKP yönetiminde Türkiye tablosu karanlık; ancak bu değişim için umut olmadığı anlamına gelmiyor. Ben, işte bu umut tarafında mücadele etmek için adayım.
*
Türkiye bir yol ayrımında.
Şimdi, bu seçimde, aydınlığa mı oy verilecek, yoksa daha koyu bir karanlığa mı?
Ya Taliban’dan farklı düşünmeyenlerin yönettiği bir ülkede, yaşam biçimimizi değiştirerek yaşayacağız! Ya da emperyalizme karşı duran, emeği en yüce değer olarak kabul eden, üreten ve adil paylaşan, devletin mafyadan, uyuşturucu baronlarından, sermayeden yana değil üretenden ve emekten yana olduğu, bağımsız yargıya sahip, ülkesi ve yurttaşı güvende olan bir ülkede yaşayacağız.
Elbette tercihimiz, demokrasi ve özgürlük olacaktır.
Bunun için yola çıktım, sizlerle birlikte aydınlık geleceğe doğru yürümek istiyorum.
Bu düzeni değiştirme irademize sahip çıkarak, hayatımıza devam edeceğimiz güneşli günlerde buluşmak umuduyla, hepinize saygılar sunuyorum.” dedi.